Seçil Aytin Arslan: “Otelcilikte ‘kadın eli değmiş’ sözünü destekliyorum”

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Sheraton Istanbul Ataköy Hotel’in Genel Müdürü. O da an olsun turizmci olmaktan pişmanlık duymayan profesyonellerden. “Önemli olan bu mesleği sevmek. Sevince işiniz de zor gelmiyor.” diyen genç ve deneyimli turizmci Seçil Aytin Arslan, bugünlerde en çok Sheraton Istanbul Ataköy Hotel’e geri dönmekten mutluluk duyduğunu söylüyor. Beş yıldızlı oteli daima çok özel bulduğunu anlatan Aytin Arslan’ın otelcilik hikayesini, İstanbul turizmiyle ilgili değerlendirmelerini, turizmde kadın olmayı ve gelecek planlarını konuştuk.

Sheraton Istanbul Ataköy Hotel Genel Müdürlüğüne uzanan turizm yolculuğunuz hangi hikayeyle  başladı?

Ailemde turizmci olan akrabalarım vardı. Onlar da bu sektörde yoğun, yorucu şekilde çalışıyordu ama keyif aldıklarını da görüyordum. Bu da o zamandan beri bana hep keyifli geliyordu. Kuzenlerimden biri otelci, biri restoran biri de acente işletiyor. Ailede de turizme hiç bir zaman yabancı olmadım. Aktif ve yeni insanlar ve yerler görmeyi sevince bu mesleğe adım attım diyebilirim. Tabii o dönemde turizmci olacağımı hiç düşünmemiştim. Yine de turizmci olduğuma hiç pişman olmadım, gene olsa gene seçerdim diyebilirim.

Asıl olarak çocukluk hayalim, avukat olmaktı. Avukatlık olmayınca turizmi seçtim. Karabük Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdim. Elbette turizm sektörü kolay değil, çok fazla mesai harcanması gereken ve efor gerektiren bir meslek. Yorucu ama keyifle yapınca yorucu olmuyor. Bu sektörde her meslekten insana ulaşabiliyor, yeni insanlar, farklı kültürler tanımış oluyorsunuz ve iş hayatınız daha keyifli hale geliyor. Önemli olan bu mesleği sevmek… Sevince işiniz de size zor gelmemiş oluyor.

Okuldan mezun olduktan sonra nasıl ilerlediniz? İlk profesyonel iş deneyiminizi anlatır mısınız?

Okul bittikten sonra sektöre atılanlar iş bulmakta biraz daha zorlanıyor açıkçası. Ben Klassis Resort Otel’in  rezervasyon bölümünde işe başladım. Otelciliğe direkt satış departmanından başlamış oldum ve oralarda satışın birçok alanında görev aldım. O otel benim için bir eğitim yeri oldu. 2 yılın sonunda şu an bulunduğum otelin grup satış departmanında göreve başladım. Basamağı ikinci defa çıkmış oldum. Hem grup daha sonra acente bölümünde de görev aldım. Kendi bünyemizde 17 odadan oluşan muhteşem bir rezidansımız vardı. Buradan da sorumlu olarak satışa devam ettim. Turizm gibi son derece dinamik bir sektörde büyük bir marka çatısı altında işe başlamam, yıllar içinde bana üretkenlik ve yüksek performans gibi öğeler kattı. Meslek hayatımın unutamadığım tek noktası, Sheraton Istanbul Ataköy’dü. Otel, o yıllarda altın çağlarını yaşıyordu. Herkesin çalışmak istediği bir otelde görev almak benim için de harika bir şanstı. Çünkü tüm ekip olarak harika, birbirine yardımcı olan bir ruha sahiptik. Rüya bir ekiptik.

Sheraton Istanbul Ataköy Hotel’deki görevimin ardından Hilton İstanbul Kozyatağı’nın açılış ekibinde yer alarak ülkemizde birçok önemli organizasyonların yapılmasını sağladım. Sonrasında ise sırasıyla DoubleTree by Hilton İstanbul Moda’da ve ardından Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn’da satış ve pazarlama ekiplerinin başında görev aldım. Devamında da Crowne Plaza İstanbul Old City’de Genel Müdür olarak uzun bir dönem çalıştım.

“Turizm sektörü kolay değil, çok fazla mesai harcanması gereken ve efor gerektiren bir meslek. Yorucu ama keyifle yapınca yorucu olmuyor. Bu sektörde her meslekten insana ulaşabiliyor, yeni insanlar, farklı kültürler tanımış oluyorsunuz ve iş hayatınız daha keyifli hale geliyor. Önemli olan bu mesleği sevmek… Sevince işiniz de size zor gelmemiş oluyor.”

Ve şimdi yeniden Sheraton Istanbul Ataköy Hotel’desiniz. Ne hissediyorsunuz?

Tekrar genel müdür olarak geri dönmek büyük bir kader, büyük bir şans idi. Eski otelimden ayrılırken de sadece bu otel için özgeçmiş hazırlamıştım. Burada yer alan muhteşem ekibin içinde yer almak ve beraber çalışmak beni mutlu edecekti. Ayrıca kariyerime de değer katacağını düşündüm. Bugün, Sheraton Istanbul Ataköy Hotel’e Genel Müdür olarak geri dönmekten son derece mutluyum. Bu otel benim için çok özel ve hep öyle kalacak.

Otel bıraktığınız gibi mi? Konsept, hizmet ve servis imkanlarıyla misafirlerine neler sunuyor bu dönemde?

İstanbul’da, maviyle yeşilin buluştuğu noktada konuklarını ağırlayan otelimiz, hem iş seyahatlerinin hem de turistik gezilerin konaklama noktası olarak son derece merkezi bir noktada konumlanıyor. Açık ve kapalı havuzumuzla, SPA hizmetiyle, farklı konseptlerdeki yeme ve içme alanlarımızla, toplantı salonlarıyla ve düğünler için son derece uygun olan balo salonumuz, havuz başı ve kır düğünlerimiz ile yılın her günü tercih edilen bir otel olarak öne çıkıyoruz.

Cook Book restoranımızın yanı sıra hizmete açtığımız Kapeleia Restaurant’ta şefin yaratıcılığını ve uzmanlığını yansıtan özenle seçilmiş bir tadım menüsü sunuyoruz. Türk ve Akdeniz mutfağının hakim olduğu, yemyeşil bahçe içinde yer alan restoranımızda kışın kapalı alanımızda kusursuz hizmet veriyoruz. Otelin havalimanı ve toplu taşıma olanaklarına yakınlığı ile şehrin içinde ama şehirden uzak konforlu bir konaklama imkânı sunuyoruz.

Doluluklar nasıl gidiyor?

Doluluklarımız oldukça iyi gidiyor. Yazın vermiş olduğu hareketlilik ve rüzgâr da var ama biz bu rüzgarı sonbahar ve kış aylarında da devam ettirmek istiyoruz. Büyük ve farklı ülke ve şehirlerden, seçkin şirketlerden grupları ağırlamak istiyoruz. Dubai’de çalıştığımız büyük şirketlerimiz var. Birçok alanda ilaç firmalarımız var. Deniz manzaralı salonlarımızda, konforlu odalarımızda son teknoloji ile hizmet veriyoruz. Doluluklarımız fazla olunca bu tabii ki cirolarımıza da olumlu etki ediyor.

İstanbul turizmi için neler söyleyebilirsiniz? Kent turizminin gelişimine yönelik tespit ve önerileriniz olur mu?

İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle önemli bir turistik destinasyon olmaya devam edecektir. Önümüzdeki beş yıl içinde, çevre dostu projeler ve enerji verimliliğine yönelik yatırımların artmasıyla sürdürülebilirlik ön planda olacak. Dijitalleşme ile artırılmış gerçeklik deneyimlerinin yaygınlaşması bekleniyor. Ayrıca, kültürel etkinliklerin, sanatsal organizasyonların ve kongre sayılarının artması öngörülüyor.

Mevcut sorunlar olan yoğun kalabalıklar, çevresel etkiler ve eski altyapı problemlerinin çözülmesine odaklanılması gerektiğini düşünüyorum. Bu bağlamda, akıllı şehir uygulamaları ve ulaşım altyapısının modernizasyonu, şehir içi hareketliliğini kolaylaştıracaktır. Ayrıca, tarihi ve kültürel alanların korunması için restorasyon projelerine de ağırlık verilmelidir. Bu gelişmeler ve iyileştirmeler sayesinde şehrin daha cazip hale gelmesiyle, ziyaretçi sayısında belirgin bir artış sağlanabilecektir.

“Turizmde kadın olmanın çok büyük artısı var elbette. Kadın zekâsının çok farklı olduğunu düşünüyorum. Dominant bir yapıya sahibiz ama idareci yönümüz de kuvvetli. Her tarafı çekip çevirebilmek, düşünebilmek, ufak detayları düşündüğümüz için belirli alanları süsleyebilmek çok önemli. Kadın eli değmiş sözüne katılıyorum ve destekliyorum. Kadın olmanın Allah’tan gelen bir lütuf olduğunu düşünüyorum. Piyasada fazlaca kadın genel müdür görüyorum ve mutlu oluyorum. Evde de her alana yetişebilen kadınlar, meslek hayatında da yetişerek güzellik katıyor. Kadınlara destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Biraz da sizi konuşalım isterim. Bize işteki ve evdeki Seçil Aytin Arslan’ı nasıl anlatırsınız?

Aslında iki alanda da çok farklı değilim. İş hayatında hırslıyım, detaycıyım ve her şeyin çok mükemmel olmasından yanayım. Bu bazen yorucu olsa da beraberinde başarıyı getirdiğini düşünüyorum. Evde de, otelde de çok enerjik bir yapım var. Enerjisi olmayan insanla hem çalışmak hem yaşamak zor olur. Aynı şekilde eşim de otel genel müdürü olduğu için bu hayatıma çok büyük avantajlar katıyor. Paylaştığımız konular ortak olunca keyifli sohbetler ile birbirimize bir şeyler katmaktan zevk alıyoruz. İşten arta kalan zamanım pek olmasa da işimiz gereği çok fazla gezdiğimiz için fuarlar, görüşmeler oluyor.

Hobileriniz, özel zevkleriniz var mı?

Hobi olarak elbette seyahat etmekten zevk alıyorum. Bu aralar en çok sessiz ortamlarda müzik dinlemekten ve yürümekten zevk alıyorum. Kulaklığımı takıp müzik dinleyerek yürümek ve yüzme aktivitesi beni en çok bedensel ve zihinsel olarak dinlendiren aktiviteler. Genel olarak sakin ortamlarda kafa dinlemeyi seviyorum. Yaz olmasından sebep yüzmek, bu aralar en sevdiğim aktivite.

Bundan sonraki hayatınızda neler olsun istiyorsunuz?

Satış departmanıyla başladığım başladığım an itibari ile de satış pazarlama direktörü olmayı hayal ettim. Sonrasında da genel müdür olacağım demiştim. Bu idealime ulaştığımı düşünüyorum. Yaşım genç olduğu için, bu alanda ilerlemek ve sevdiğim meslekle devam etmek en büyük hedefim. Hayallerimiz elbette var, hayallerimiz olmadan hayat devam etmez. Benim de hayalim günü geldiğinde otel CEO’su olmak. Hayatımı turizme adamış biri olarak çok farklı bir meslek ve sektör düşünmüyorum.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir